-
1 Bein
Bein <-(e) s, -e> [baın] nt1) ( Körperteil) bacak;die \Beine übereinanderschlagen ayak ayak üstüne atmak;er stellt ihm ein \Bein (a. fig) ayağına çelme takıyor, ona çelme takıyor [o atıyor];jdm \Beine machen ( fig) o ( fam) ( jdn fortjagen) birini kov(ala) mak; ( jdn antreiben) birinin iki ayağını bir pabuca sokmak;er ist schon wieder auf den \Beinen ( fam) tekrar ayağa kalktı bile;immer wieder auf die \Beine fallen ( fig) hep dört ayağının üstüne düşmek;mit dem linken \Bein zuerst aufgestanden sein ( fam) ters [o sol] tarafından kalkmış olmak;Lügen haben kurze \Beine ( prov) yalancının mumu yatsıya kadar yanar2) (Tisch\Bein, Stuhl\Bein) ayak
См. также в других словарях:
çelme atmak (veya takmak) — 1) (birine) çelme ile yıkmaya çalışmak Bir keresinde de karısı şişman kocasına ustalıkla bir çelme attı. H. Taner 2) mec. (birine) bir işi veya bir kimseyi baltalamak, gelişmesini engellemek Herkesin birbirine çamur attığı, çelme taktığı,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çelme — is. 1) Çelmek işi 2) Birini yere düşürmek için ayağının önüne ayak uzatma Bir itişme, bir bakışma, bir yanındakine çelme vurup öne geçme yarışıdır gidiyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Arkadan hafifçe bağlanan baş örtüsü Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamur atmak (veya sıçratmak) — (birine) birini kötü bir işe karışmış göstermek, kara çalmak, iftira etmek Herkesin birbirine çamur attığı, çelme taktığı bu dünyada... H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağdalamak — i, hlk. 1) Düşürmek için ayağını birinin ayaklarına takmak, çelme atmak 2) sp. Güreşte rakibe ayak sarması takmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… … Çağatay Osmanlı Sözlük